Mangal gibi yürek olacak adam
dediğinde. Öyle her patırtıya pabuç bırakmayacak. Bakışından toz olacak,
bakışıyla şad olacaksın.
Bakmayacaksın beylik laflar
etmediğine, bileceksin ki yeri ve zamanı geldiğinde icraatıyla konuşacak.Adam
dediğin konuşacağı yerde susup, susacağı yerde konuşmayacak. Az ama öz
konuşacak. Kodum mu oturtacak tek bir lafıyla. Sözünü sohbetini dinletecek.
Espriyle vakar, ciddiyetle saygı arasındaki çizgiyi ince çizecek. Sesindeki tını
dan ayırt edebileceksin sevincini, kederini
Adam dediğin yüce gönüllü olacak.
Öyle her koşana, her zorlayana açmayacak yüreğinin kapılarını. İki cicim bicime
kanmayacak. Dudaktan dökülenle yürekten akanın ayrımına varabilecek. Yalnız
kalmayı becerebilecek. Hayatın her evresinde kendi kendine yetebilecek.
Duygusal karmaşalarda hata üstüne hata yapmayacak.
Şişenin dibini de görecek gerekirse. Ama illa ki ağzıyla içecek. Acıyı da
mutluluğu da Allahına kadar yaşamayı bilecek adam dediğin.
Kendine özgü bir duruşu olacak adam dediğinin.
Örneğin merhametle şecaatin, sadakatle ihanetin, cehaletle nedametin ayrımına
varabilecek. Söyledikleriyle yaptıkları çelişmeyecek.
Doğal olacak adam dediğin. İşine geldiği gibi
davranmayacak. Özü neyse sözü de o olacak. Kırk yerinden eğip bükmeyecek lafı.
Söylemeden önce ölçüp biçecek, söylediğinde de sözünün arkasında durmayı
bilecek.
Adam dediğinde izzet– i nefis olacak. Midesi değil,
yüreği geniş olacak. Kadını önce ana bilecek. Kızına da oğlu kadar evlat
diyebilecek. Bacım dediğine meyil etmeyecek. Yar dediğini sahiplenecek. Duracağı
yeri de durduracağı yeri de bilecek. Öyle kazanında her şey
kaynamayacak.
Sevmeyi bilecek adam dediğin. Aşkın belden aşağıda değil sol
yanında olduğunun farkında olacak. Ruhundaki tek korku sevdiğini incitmek,
kaybetmek olacak. Yar yâdına düşende yaprak gibi titreyecek.
Adam dediğin haysiyetli olacak. ‘’Ben erkeğim
yaparım!’’, demeyecek. Namusun bacak arasında değil yürekle beyin arasındaki o
devasa arena da olduğunu bilecek. Sapla samanı karıştırmayacak. Yürekte başka,
parmakta başka yüzük taşımayacak. Bir gönüle iki Leyla sığdırmaya kalkacak kadar
aptal olmayacak.
Adam dediğin zeki olacak ve ikinci kez
kandırılamayacak kadar da akıllı. Kadınca entrikaları yemeyecek. Bir lafı
anlatana kadar kırk deveyi hendekten atlatmayacaksın. Sen konuşurken yüzüne
bakacak.
Sustuklarını da gözlerinden okuyacak.
Adam dediğin ağlamaktan korkmayacak. Takılmayacak
öyle erkek dediğin….safsatalarına. Vara yoğa değil elbette. Ama ağlamanın kadına
değil, insana özgü bir davranış olduğunun da bilincinde olacak.
Gocunmadan ağlayacak gerektiğinde.
Adam dediğin derin olacak. Derinliklerinde
gezinebilecek, lakin kaybolmayacaksın. En bildiğini sandığın şeyi aslında hiç
bilmediğini gösterecek kadar derin olacak. Ve başını döndürecek kadar gizemli.
Bileceksin ki bir okyanusta yüzüyorsun. Her kulaç atışında enginlere yol
alacaksın. Unutmayacaksın muhteşem güzelliklere gidilen yolda yunuslar da var
köpek balıkları da. Onun seni kaybetmekten korktuğu kadar sende korkacaksın
yitirmekten. Aidiyet sınırına tecavüz etmeden bağlı kalacaksın.
Okuyacak adam dediğin ama öyle laf olsun diye
değil, bilinçli okuyacak. Elif i görünce övendere sanmayacak. Sadece tarzını
değil bilakis tarzı olmayanı da okuyacak ki duruşunun hakkını verebilsin. Küçük
veya büyük bir kütüphanesi olacak örneğin ve her konuda az çok söyleyebileceği
bir sözü. Amma velâkin şiire Fransız kalmayacak.
Ya yazacak ya okuyacak ya da dinlemekten keyif
alacak.
Adam dediğin adam gibi adam olacak...