Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster


KENDİNİ BİLEN NE BİLİR?...


Açıklama:
Kategori: Köşe Yazarları
Eklenme Tarihi: 06 Haziran 2012
Geçerli Tarih: 18 Mayıs 2024, 13:16
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/yazar.asp?yaziID=10957


KENDİNİ BİLEN NE BİLİR?...

 

 


Çocukluğumdan bu yana, nerede bilge biriyle karşılaşsam eninde sonunda, “kendini bil” dedi bana.

Kendini bilmek nasıl bir şeydir anlayamadım uzun süre...

İnsan kendini nasıl bilebilir?

Kendini bilince ne bilmiş olur?

Sorular kafamda çoğalıp durdu,bir yanıt bulamadım bu güne kadar.

Sonunda anladım...

İnsan,bir şeyi nasıl bilebilir?

Beş duyargacımız var,hadi sezgiyi de katalım altı...

Dışarıdan o kadar çok vergi akar ki bilincimize,şaşırır kalırız.

Ne var ki bu veriler kabadır,hamdır,işlenmesi,anlamlaştırılması gerekir.

Üstelik daha baştan eksiktir...

20.000 desibelin altını duymayız mesela...

Yahut bazı renkleri göremeyiz.

O zaman gerçekten neyi bilebiliriz ki?

Bilmek,önünde sonunda bilen bilinçte başlar,yani insanın kendinde.

İnsan kendinde olanaklı olmayan bir şeyi bilemez,algılayamaz,kavrayamaz.

İnsanın bilme olanakları şüphesiz ki çoğalabilir,bildikçe olanaklar artar ama bilecek şey de artar.

Dolayısıyla bilmenin sonu yoktur,olamaz!

O halde insan kendini nasıl bilebilir?

İnsanın kendini bilmesi çelişik gibidir.

Özne,nesneye,dışarıdaki bir şeye yönelir ve verilerden bir çıkarım yapar.Eğer bilinç koşulları gelişmemişse,basit bir çıkarım yapar ama yapar.

Ne var ki özne,kendine nasıl yönelebilir?

Kendiyle ilgili verileri nasıl sağlıklı alabilir?

Bir özne olarak insan kendine dışsal olmadığı için kendini kavramakta zorluk çekecektir.Ancak,“insanı” tanımakla işe başlayabilir,çünkü kendisi de bir insandır.İnsanın bütün olasılıkları her insana ilişkin olduğundan,insanı tanımak,kendini tanımanın zemini olacaktır.

İnsanı tanımanın yolu,insanı bütünselliğiyle kavramaktan geçer.

Bu yüzden insanı tanıma etkinliklerinin hepsi; sanat,bilim,felsefe...etkin araçlar olacaktır.

İnsanlığın ortak mirası olan bilgiler her insana açıktır.

İnsan bu ortak mirası kullanarak hem kendi bilme olanaklarını artırır,hem kendini daha kökten kavrar.

Şüphesiz ki insan insana yabancı olamaz.

Bir başkasında kendimizi buluruz; hatta bir başkasının eyleminde kendi eylemimizi,bir başkasının ölümünde kendi ölümümüzü yaşarız.

Bu yüzden ölüm asla tek kişilik değildir.

Kendini bilen,“insanı” da bilir.

İnsanın bütün olanaklarını ve olasılıklarını,bütün insan olanak ve olasılıklarını bilmek,kendi eylemlerinin olanak ve olasılıklarını bilmektir.

Dolayısıyla eylemini bilen ona egemen de olur.

Kendini bilmek,kendine egemen olmayı getirir.

Kendine egemen olamayan,mutlaka başkasına egemen olmaya yönelecektir.

Başkasına egemenlik,çoğunlukla acı doğurur.

Anladım ki,kendine bilen,insanı bilir ve ancak insanı bilebilen biri “insan” olabilir.

İnsan olan birinin de sözü insandır,bakışı insandır,eylemi insandır...

İnsandan insana zarar gelmez.

Kendini bilmeyen,başkasını da bilmez...
 
 

Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster