Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster


UMUDU BOYLANDIRAN ŞAİR


Açıklama:
Kategori: Köşe Yazarları
Eklenme Tarihi: 14 Mayıs 2012
Geçerli Tarih: 18 Mayıs 2024, 09:39
Site: Görele Sol Platformu
URL: http://www.gorelesol.com/yazar.asp?yaziID=10430


                                  UMUDU BOYLANDIRAN ŞAİR
              23 NİSAN ŞİİRİNİN SON DİZESİNİ KALBİMİZE YAZDI!
                                               Nursen URAL
      

 “Neye yarar ölmek, / Yaşamak neye?/ Yürek kovanımızdan/ Binlerce işçi arı/ Uçuramadıktan sonra.” (Anlam) Güngör Gençay

‎'' Ne olursa olsun şairin bağlanmasını istiyorsak, şunu söyleyebiliriz: Şair yitime bağlanan kişidir. Şairler dili kullanmayı yadsımışlardır.'' Sartre
Yitime bağlanan  Güngör Gençay’ın dili ret ederek yazdığı 23 Nisan şiirini dinliyorum gözlerimde ilk karşılaşmanın umutlu anılarını hüzünle boylandırarak. Gerçeklikten kaçış yolları arar anın acısından bir anlığına da olsa kurtulmak isteyen ben. Bende, benimin arkasına takılıyorum anın içimi ezen çığlığından kaçmak için. Nalan Çelik’ın, Gençay’la son karşılaşma sözcüklerini duyamazlıktan gelerek.
  Sonsuz yolculuğa uğurlarken gözlerim nedense hep ilk karşılaşmaya takılır. Nedenini kavrayamadığım bu durum, her gidenle birlikte belleğimde yenilenir. Belki bir anlığına onu tekrar yaşatma umudu. Belki de  acıdan kaçma  avuntusudur. Gençay’ıda uğurlarken yine bu ilk karşılaşmaya kilitlendi gözlerim.
       Dostlarının, dostlarımın, arkadaşlarının, arkadaşlarımın Gençay’a dair anıları kulağıma çalınıp kayboluyordu. En fısıltılı dokunuşsa; son görüşmelerini acıyla dillendirenlerin hüzünlü soluğunun yüzüme yakıcı sıcaklıkla kaçamak değmesiydi. Bense zamanın dümenini; İnsancıl Atölyesi’e çevirmiştim.
  Şiirlerinden tanıdığım şairle şahsen karşılaşmanın meraklı heyecanı. İlk görüşte Gençay, beni şaşırtmıştı. Şiirlerinin gür sesliliği nedeniyle düşlerimde dev beden vermiştim. Mimi minnacık birini beklemiyordum. Hoş geldiniz dediğimde benimin kalıpçı ukalalığından utanmıştım. Gözlerinin yaşamı ışıltılı parıltıyla kucaklayışı, benimin kalıplarını tuzla buz etmişti. Atölye çalışmaları yaşı natüre eder. Öğrenci psikoloji yaşına hâkim olur. Yanımda oturan Ferit Sarı’ya fısıltıyla; “ Bu küçük dev, insana yaşama sevinci veriyor .”demiştim. Gülerek onaylamıştı. Şair tanışıklığın dostluğa dönüştü evrede ilk karşılaşmamızda ki yanılgımı ve umudumu yalnız şiirleriyle değil gözlerinde ki ışıltıyla boylandırdığı söylemiştim. Gülerek teşekkür etmişti. Kalıpçı olmadığımı vurgulayarak şiirlerinden tanıdığı şairlerle şahsen tanışmanın fitilini ateşleyerek anılarını tazeleyerek ismini duymadığım (cehaletimi hoş görmenizi diliyorum) birçok değerli şairlerimizi anmıştı.

   "İnsan öldüğünde kendisini tanıyanlara hazin bir boşluk, bir uzam bırakır. Bir surettir bu geride görünmez bir biçimde bırakılan. El kalbe açılmıştır artık..." J.Berger

Şairi (sanatkârı)diğer insandan ayıran ve tek avuntumuz bu hazin boşlukta uzamı şiirleriyle örgeleşiş olmasıdır. Ölüm acısının yarası kabuk bağladığında Gençay’ın tek bir dizesine dokunduğumuzda artık hep yanı başınızdadır. Biz yaşadığınız sürece ve şiirlerini okuduğumuz sürece hep bizimledir. Sonsuz yolculuk dinlencesinde olduğu yalnızca anılarımızda kalan derin yara özlemimizdir.

Toplumcu gerçekçi şairimizin edebiyatımızda bıraktığı boşluğu hiçbir kalem tarafından doldurulamayacağı biliyorum. Her kişi ve eseri biriciktir. Ardıllarının çok olması umuduyla yaşama ve yaşatma adına yazımı bir şiiriyle sonlandırmadan önce; literatürümüze bıraktığı sözcüklerin sayısı kadar minnetle, saygıyla, özlemle anıyorum. Yürek kovanımızdan binlerce arı uçaran umudu boylandıran şairimizi. Işıklar içinde dinlen!

Yangın Gülleri

Delip geçti gerçekler yangın üzre bilinen
Bütün öğretilerin anafikirlerini.
Şiddetli bir deprem kuşağında şimdi
Hepsi de sallanıyor.

Odalarında, koridorlarında insan soluğu
Kapılarında, pencerelerinde gözler.
Kiminin elinde kalem, elinde saz
Dilinde şiir ve türkü kiminin
Ama hepsinin yüreğinde
Pir Sultan Abdal duruyor.

Gözlerini bağlarsak zamanın
Milattan öncesi ve sonrasında
Cinayetlerin nedeni hep aynı
Ateşin işlevi aynı oluyor.

İki Temmuz gününün
Saat 19.50 kavşağında
Sivas'ta madımak değil,
Gülde sevgi, sevgide insan yanıyor.

Çiçek vermez ağlama toprakları
Yangınlarda ve acılarda sürekli
Durdurmak mümkün değil zamanı
Sıvanmış haaa deyip geleceğe
Hayatı kavgalar çoğaltıyor.

Temmuz bahçelerinde artık
Rüzgarlar ateşten esmeyecek
Gayretin beyhude mezarcı
Devrilen bir yangının kopup gelen sesinden
Binlerce aydınlık filizleniyor.

 

Güngör Gençay


Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster