Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Tekin: Suriyeliler oy kullanacak!
24 Mayıs 2015, 21:35

Tekin: Suriyeliler oy kullanacak!

Ülkemizde mülteci olarak yaşayan 2.5 milyon Suriye dosyası

Tekin: Suriyeliler oy kullanacak!

Türkiye'de Suriyeliler oy kullanacak mı? sorusuna Kurtulmuş,"Hayır kullanmayacaklar.Bu ciddi bir tezvirattır" şeklinde yanıt verdi ancak

Tekin: Suriyeliler oy kullanacak!

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, ziyaretleri sırasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin, kaçak Afgan işçileri çalıştırdığını tespit ettiklerini ettiklerini, Suriyeli göçmenlerin de vatandaşlığa geçirilerek seçmen yapıldığını belgelediklerini söyledi.

“SEÇİMLERDE OY KULLANACAKLAR”

AKP iktidarının göçmenlerle ilgili politikasının sadece emek sömürüsüyle kalmadığını söyleyen Tekin, hükümetin Suriyeli sığınmacılara oy kullandıracağını ifade etti.

Partisinin milletvekillerince defalarca soru önergesi verildiğini ama sorularına yanıt alamadıklarını söyleyen Tekin, şöyle devam etti: “Biz sorduk cevap vermediler ama sonunda tespit ettik. Suriye’de yaşanan savaştan kaçan Suriyeli göçmenler vatandaş yapılarak, çeşitli illerde seçmen yapıldı. İşte belgesini de bulduk. Mersin’in Akdeniz ilçesinde yaşayan Halep doğumlu, Mohamad M. 12.08.2013 tarihinde vatandaş yapılmış. İkamet ettiği adreste aynı soyadı taşıyan bir kadın sığınmacıyla birlikte 3 kişi daha oy kullanacak. Bunların da belgeleri elimizde. Şimdi yeniden soruyorum; vaktiyle savaşlardan kaçarak Türkiye’ye sığınan Çeçenlere, kuzeyden gelen Kürtler’e vatandaşlık vermeyen devlet, AKP hükümeti eliyle Suriyeli sığınmacılara bir kaç ay içinde hem de seçimlere aylar kala nasıl vatandaşlık verdi, onları nasıl seçmen yaptı? Bütün yanlışlarına kılıf bulmakta mahir olan AKP hükümeti, bu hukuksuzluğu nasıl meşrulaştıracak? Şimdiye kadar kaç sığınmacıya vatandaşlıkla birlikte seçme seçilme hakkı verildi? Vatandaşlık alan sığınmacılar hangi illere dağıtıldı?”

Cumhuriyet

AKP’nin 1,5 milyon Suriyeliye oy kullandırma planı

Hükümetin,Suriyeli mültecilere 7 Haziran seçimlerinde oy kullandırmak için harekete geçtiği iddia ediliyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla Başbakanlık ile MİT’ten bir ekibin gizli çalışma yaptığı ileri sürülüyor. 2,4 milyon Suriyeliden 1,5 milyonunun oy kullanabileceği tespit edildi. Sığınmacılara geçici vatandaşlık veren düzenlemenin torba yasayla Meclis’ten geçirileceği belirtiliyor. MHP Milletvekili Sadir Durmaz, iddiayı soru önergesi ile Meclis’e taşıdı. Başbakan’a, “Suriyeli göçmenlerin oy kullanmaları için hükümetinizin çalışma yaptığı duyumları gerçeği yansıtmakta mıdır?” sorusunu yöneltti.

Hükümetin, Suriyeli mültecilere 7 Haziran seçimlerinde oy kullandırabilmek için harekete geçtiği iddia ediliyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla Başbakanlık ve MİT Müsteşarlığı’ndan bir ekibin konu üzerinde gizli çalışma yaptığı ileri sürülüyor. Türkiye’de şu an 2,4 milyon Suriyeli sığınmacı olduğu, bunların da 1,5 milyonunun oy kullanabilecek durumda olduğu belirlendi. Alınan bilgilere göre, sığınmacılara geçici vatandaşlık verilmesi formülü üzerinde duruluyor. Çünkü bir yabancının Türk vatandaşlığı hakkını elde edebilmesi için için 5 yıl kesintisiz Türkiye’de ikamet etmesi gerekiyor. Geçici vatandaşlık maddesinin yine bir torba yasayla baskın bir şekilde Meclis’ten geçirileceği belirtiliyor. Erdoğan’ın, “Bu seçimlere muhakkak yetiştirin” diye direktif verdiği ve Davutoğlu ile yaşanan birkaç puanlık oy düşüşünün de bu şekilde telafi edilmek istendiği belirtildi. Seçmen sayısının 52 milyon olduğu düşünülürse 1,5 milyon kişi, yaklaşık yüzde 3’lük bir oy oranına karşılık geliyor.

İddiayı ciddiye alan MHP, konuyu yakın takibe aldı. Genel Başkan Yardımcısı ve Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz, bir soru önergesi ile söz konusu iddiayı Meclis’e taşıdı. Durmaz, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun cevaplaması istemiyle verdiği soru önergesinde şu soruları yöneltti: “Suriye’de yaşanan çatışma ortamı nedeniyle Suriye’den ayrılarak Türkiye’ye gelen Suriyeli göçmenlerin toplam sayısı tarafınızca tespit edilmiş midir? Suriyeli göçmenler hangi şehirlerimize yerleştirilmiş, şehirlere dağıtılan Suriyeli göçmenlerin ikamet ettikleri bölgelere göre nüfus dağılım ne şekildedir? Türkiye’de ikamet etmekte olan Suriyeli göçmenlerin 7 Haziran 2015 tarihinde gerçekleşecek genel seçimlerde “oy kullanmalarını” temin etmek amacıyla hükümetiniz tarafından bir çalışma yapıldığına ilişkin artan duyumlar gerçeği yansıtmakta mıdır? Bu konuya ilişkin hükümetiniz tarafından Milli İstihbarat Teşkilatı’nın ya da bir başka kurumun koordinatörlüğünde yürütülmekte olan bir çalışma bulunmakta mıdır?”

YEREL SEÇİMLERDE İZMİR’DE UYGULANMIŞTI

Sığınmacıların oy kullanması, 30 Mart yerel seçimleri ve 10 Ağustos cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de gündeme gelmişti. Muhalefet partilerinin ortaya attığı bu yöndeki iddialar, iktidar mensuplarınca yalanlanmıştı. Fakat İzmir 9 Eylül Gazetesi, bazı belgelere ulaşmış ve bölgeye gelen sığınmacılara geçici T.C kimlik numarası verildiğini ortaya koymuştu. Haberde, geçici kimlik numarası verilen bu mültecilerin de muhtarlıklara kayıt yaptırdığı ve oy kullanmalarının önünün açıldığı ifade edilmişti. İsmini açıklamayan bir yetkili, Suriyeli mültecilere hiç bir zorluk çıkarmadan geçici kimlik numarası verdiklerini itiraf etmişti.

Ahmet Dönmez – Zaman

Suriyeliler için ücretsiz tedavi dönemi başladı

Şimdiye kadar sadece sınır bölgesindeki illerden sağlık hizmeti alabilen Suriyeliler, bundan sonra, kamplara kayıtlı olma şartı aranmadan Türkiye’deki bütün devlet hastanelerinden ücretsiz yararlanabilecek. İlaçlarını serbest eczanelerden alabilmeleri için de protokoller imzalanıyor. Suriyeliler dışında kalan 60 bin mültecinin durumu ise şimdilik belirsiz.

Türkiye’ye sığınan suriyelilerin sağlık hizmetlerinden ücretsiz yararlanma imkanları genişletildi. Şimdiye kadar mültecilere sınır bölgelerindeki 11 ilde bulunan kamplara kayıtlı olmaları şartıyla sağlık hizmeti sunuluyordu. Bundan sonra bütün devlet hastanelerinden ücretsiz faydalanabilecekler. Kampa kayıtlı olmak şartı da aranmayacak. Öte yandan kamu hastaneleri Suriyelilerin masraflarıyla ilgili faturaları valiliklere göndermeye başladı. Teşhis ve tedavi hizmetlerine ek olarak mültecilerin serbest eczanelerden ilaç alabilmesi için protokoller de imzalanıyor. İlki Şanlıurfa’da uygulamaya giren protokol çerçevesinde doktordan reçete alan Suriyeliler serbest eczanelerden ilaçlarını alıyor. Resmi rakamlara göre, bu zamana kadar Suriyelilere 1,5 milyon poliklinik muayenesi yapıldı, 275 bin kişi bulundukları illerde hastanelere sevk edildi ve 28 bin kişi ameliyata alındı. Sayısı 60 bini bulan diğer mültecilerin sağlık hizmetlerinin nasıl olacağı konusunda net bir durum yok. 2008 yılında çıkan 5510 sayılı Sosyal sigortalar ve  Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda uluslararası koruma başvurusu veya statüsü sahibi ve vatansız olarak tanınan kişiler sigorta kapsamına alınmıştı. Fakat alt mevzuatlar hazırlanmadığı için sistem uygulanmıyor.

Türkiye’de bulunan Suriyeli mültecilere daha önce sınır bölgesindeki Hatay, Osmaniye, Kilis, Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman, Adana, Mersin, Malatya ve Batman’da ücretsiz sağlık hizmeti veriliyordu. Buralardaki kamplarda kayıtlı Suriyeliler önce kampın içinde doktora görünüyordu. Daha sonra sevk zinciriyle hastanelere yönlendiriliyorlardı. Fakat özellikle Suriye’den gelenlerin sayısının hızla artması ve bunların başta büyük şehirler olmak üzere Türkiye geneline yayılması ciddi sağlık sorunlarına yol açmaya başladı. Bunun üzerine 81 ildeki tüm Suriyelilere devlet hastanelerinden ücretsiz yararlanma imkanı tanındı. Mülteci kamplarına kayıt şartı da aranmayacak. Tedavi öncesi yapılacak kontrollerde eğer kişinin Türkiye’de kaydı varsa problem olmuyor.  Eğer kaydı yok ise İl Emniyet Müdürlüğü görevlileri hastane ile birlikte eşzamanlı olarak Suriyeli mülteciyi kayıt altına alıyor.

Sınır bölgeleri dışında Suriyelilerin en çok geldiği il İstanbul. Son bir ay içinde ise İstanbul’da yaşayan Suriyelilerin kamu hastanelerindeki tedavileri başladı. İl genelinde kısa sürede ücretsiz tedavi yapılan Suriyeli hasta sayısının yüzün üzerine çıktığı belirtiliyor. İstanbul’daki bir hastane yöneticisi, “Bakanlığın yazısı üzerine Suriyeli hastalara ücretsiz bakmaya başladık. Bize şu ana kadar 5 Suriyeli hasta geldi. Faturasını ise valiliğe gönderdik.” açıklamasını yaptı. Hastanelere ödemeleri Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı (AFAD) yapıyor. Tedavi masrafları ile birlikte ilaç, protez, diş, gözlük, işitme cihazı gibi malzemeler de karşılanıyor.

Suriyeli mültecilerin ilaca rahat ulaşması için de çalışmalar yapılıyor. Mültecilerin yoğun olarak yaşadığı Şanlıurfa’da eczaneler ildeki AFAD İl Müdürlüğü ile anlaşma yaparak karşılıklı ilaç protokolü imzaladı. Protokolün Türkiye geneline yayılmasıyla ilgili Türk Eczacı Birliği (TEB) ve AFAD arasında görüşmeler sürüyor.

DİĞER MÜLTECİLERİN DURUMU BELİRSİZ

Suriye dışındaki ülkelerden Tür-kiye’ye gelen 60 bin civarındaki mülteciler ise sağlık hizmetinden yararlanamıyor. 2008 yılında çıkan 5510 sayılı Genel Sağlık Sigortası Yasası’nda ‘uluslararası koruma başvurusu veya statüsü sahibi ve vatansız olarak tanınan kişiler’ sigorta kapsamına alınmıştı. Fakat bu konuda gerekli mevzuat çıkarılmadığı için henüz bir şey yapılamıyor. Mülteci Dayanışma Derneği, bu konunun ciddi problemlere yol açtığını belirterek, “Sağlık giderlerinin karşılanması için bazı illerde mülki amirlerin inisiyatifi ile Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları devreye girse de, Türkiye genelinde bir düzenlemenin olmaması sonucu sağlık hizmetlerine erişimlerinde ciddi problemler yaşanmaktadır. Acil çözüm gerekiyor.” değerlendirmesini yapıyor.

Çağlar Avcı - Zaman

Suriyelilere yapılan masrafta tahsilat krizi yaşanıyor

Sağlık Bakanlığı ile AFAD arasında Suriyeli sığınmacılara yapılan masrafların tahsilinde kriz yaşanıyor.

Başbakanlık AFAD'ın 10 ilde kurduğu ve yönettiği 23 sağlık merkezinde bakılan hastaların tedavi ücretlerinin yarısı Sağlık Bakanlığı’na ödenmedi.

Sığınmacılara 363 milyon 5 bin TL harcama yapılırken, bu rakamın 192 milyon 975 bin 671 TL'si AFAD'dan tahsil edildi. AFAD,

Sağlık Bakanlığı’na 170 milyon TL’yi hâlâ ödemedi. 2014 yılı verilerine göre Suriyeliler’e 1 yılda 123 bin ameliyat yapıldı.

45 bin vatansız çocuk

Sağlık Bakanlığı kayıtlarına göre Suriyelilere yönelik kampların bulunduğu 10 ilde, 2014 yılında 45 bin 468 vatansız çocuk dünyaya geldi. Yine her gün bin 339 Suriyeliye ameliyat edilirken hastanelerdeki günlük muayene sayısı ise 12 bini buldu.

Hasan Bozkurt – Bugün

Türkiye’nin bitmeyen Suriyeli mülteci krizi

Suriye’deki iç savaş üçüncü yılına girerken, milyonlarca insanı kasabalarından ve köylerinden eden bu kanlı çatışmanın sonu görünmüyor. Türkiye ise büyüyen bir Suriyeli mülteci kriziyle karşı karşıya. Türkiye’deki yerel halkın sabrının tükenmeye başladığına ve misafirperverliğin sonuna yaklaşıldığına işaret eden uzmanlar ise bu durumun toplumsal gerginliklere yol açacağını düşünüyor.  

Summary YAZDIR Ekonomik ve toplumsal yükü düşünüldüğünde, Türkiyenin Suriyeli mültecilere yönelik açık kapı politikasının duracağı bir nokta olabilir. İngilizceden Türkçeye çevrilmiştir.

Bu hafta başında ABD’li basın kuruluşu PBS’ten Charlie Rose’a konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Türkiye’deki Suriyeli mülteci sayısının 700 bini aştığını ve mültecilerin yalnızca 200 bininin resmi kamplarda konukladığını, kalanlarının ise ülkenin dört yanına dağıldığını söyledi.

Ancak hükümetin Suriyelilere yönelik açık kapı politikası düşünüldüğünde, kamu oyu bu rakamları bile inandırıcı bulmuyor ve kimileri mülteci sayısının 1 buçuk milyona ulaştığını düşünüyor. Gerçek figürler ne olursa olsun, yerel halk, Suriyelilerin başta İstanbul’a ve diğer kentlere kurdukları derme çatma kamplar ve sokakların giderek Suriyeli dilencilerle dolması yüzünden homurdanmaya başladı. Bu şikayetler, yetkilileri  bazı durumlarda etkili çözümler almaya itti.

İstanbul’un Bayrampaşa ilçesindeki belediye yetkilileri birkaç gün önce çoğu aslen Halepli olan Suriyeli Türkmenlerden oluşan 100 kadar mülteci ailenin kaldığı derme çatma bir kampı, çadırları yakarak tahliye etti. Başka seçeneği olmayan ailelerden bazıları da yakınlardaki bir otobüs durağına sığınmak zorunda kaldı. 

Tahliye operasyonunun başındaki belediye yetkilisi Yasin Sarıkaya gazetecilere yaptığı açıklamada, tahliyenin, mültecilerin işgal ettiği arazi sahibinin şikayeti ve yerel halkın hijyenle ilgili endişeleri üzerine yapıldığını söyledi.

Soyadını vermek istemeyen mültecilerden Muhammed ise gazetecilere “önce bizi çadırlardan çıkardılar, sonra da çadırları yaktılar” dedi. Bu iddiayı yalanlayan Sarıkaya ise çadırlardaki insanları mülteci kamplarına göndermek istediklerini belirterek, şöyle devam etti: “Ancak, onlar yakınlarının yanlarına gitmek istediler. Bazıları İstanbul’da kaldı, ama çoğu Urfa, Diyarbakır ve Mersin’e nakledildi. Ulaşım masrafları da belediyemiz tarafından karşılandı”. 

Sarıkaya’nın sözleri aslında pek çok gözlemci tarafından da vurgulanan bir gerçeği yansıtıyor: Mülteciler, gıda, barınma, sağlık ve çocukları için eğitim gibi acil ihtiyaçların nispeten insani koşullarda karşılandığı resmi kamplarda kalmak yerine; kendilerini daha iyi bir geleceğin beklediğini zannederek, büyük şehirlere gelmeyi tercih ediyor.

Çoğu durumda ilk tercihleri İstanbul oluyor, ancak başkent Ankara’ya hatta ünlü tatil beldesi Bodrum’a kadar giden Suriyeliler bile var. Sayılarının bir milyonu bulduğu tahmin edilen Türkiye’deki Suriyeli mültecilerin yalnızca yüzde 35’inin hükümetin kurduğu kamplarda konakladığı bildiriliyor.

Bayrampaşa’dan tahliye edilen mültecilerden bir diğerinin anlattıkları ise hem mültecilerin resmi kamplara gönderildikleri takdirde karşılaştıkları bir zorluğu hem de Türkiye’nin içinde bulunduğu durumun çetrefilli doğasını ortaya koyuyor. İsmini vermek istemeyen bu mültecinin  anlattıkları şöyle: “Bizler Türkmeniz. Halep’teyken bile Araplarla pek anlaşamazdık. Kamplar bizim için tehlikeli. Kamplara gitsek birbirimizi vururuz”.

Öte yandan, sıradan vatandaşın giderek artan rahatsızlık kaynağı sadece derme çatma mülteci kampları ve sayıları artan Suriyeli dilenciler değil.Mersin Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (ESOB) Başkanı Talat Dinçer Suriyeliler tarafından açılan kayıt dışı işletmelerden şikayetçi.

Dinçer, valiliğin tahminlerine göre kentteki Suriyeli mülteci sayısının 35 bin olduğunu, mültecileri gözlemlemek amacıyla kurulan sivil toplum kuruluşu Suriye Platform’unun iddiasına göre ise bu sayının 200 yüz bini bulduğunu söylüyor. Dinçer’in yerel basına verdiği bilgiler şöyle: “Yerli bir esnaf iş yeri açmak ve çalıştırmak için haftalarca uğraşıyor, onlarca belge toplamak zorunda bırakılıyor. Ancak, Suriyeliler iş yeri açmak için bunları yerine getirmiyor, ruhsatsız ve vergisiz kayıt dışı şekilde iş yeri açıyorlar. Bu durum Mersinli esnaf ile kayıt dışı iş yeri açan Suriyeliler arasında kimi zaman istenmeyen gerginliklere de yol açıyor”.

Öte yandan, Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi’nce (ORSAM) yapılan güncel bir araştırma, günümüzde sınırdaki Reyhanlı ilçesinde yaşayan Suriyeli sayısının yerel nüfusu aştığını ve bu nedenle işçi ücretlerinin dibe vurduğunu ortaya koyuyor. Reyhanlı’da 2013 Mayısındabomba yüklü iki aracın patlaması sonucunda çoğu Türk vatandaşı 50 kişi hayatını kaybetmişti.

Suriye sınırındaki diğer ilçelere ve kentlere ilişkin haberler de Suriyelilerin barınma talepleri nedeniyle kiraların tavan yaptığını ve bu durumun yerel halktaki kızgınlığı daha da körüklediğini gösteriyor. Tecrübeli ekonomist ve köşe yazarı Güngör Uras bu durumun yarattığı tehlikeyi 15 Nisan’da Milliyet’teki köşesinden şöyle anlattı: “Görmezden geliyoruz, görsek de umursamıyoruz ama, Suriyeli mülteciler Türkiye’de şehirlerde sosyal ve ekonomik yapıyı ciddi olarak sarsmaya başladı, sarsacak”.

Suriyeli mültecilere yönelik açık kapı politikası taahhüdüne sadık kalan hükümet ise doğru olanı ve tırmanan sorunlarla baş ederken elinden gelenin en iyisini yapmaya çabalıyor. Başbakan Erdoğan da 22 Nisan’daki meclis grup konuşmasında Ankara’nın mültecilere yönelik siyasetinin değişmeyeceğini bir kez daha vurguladı.

Erdoğan partili milletvekillerine şöyle seslendi: “Şimdi biz Suriye’den bize sığınan bu kardeşlerimize kapılarımızı kapatıp, ‘Suriye’de ölün’ mü diyeceğiz, bunu diyebilir miyiz? Böyle bir hakkımız var mı, soruyorum sizlere?” 

Ancak, Erdoğan da, tıpkı pek çok Türkiyeli gibi, başta Batı olmak üzere uluslararası toplumun Suriyeli mülteciler için Türkiye’ye verdiği mali desteğin cüziliğine öfkeli. PBS’ten Charlie Rose ile yaptığı mülakatta buna da değinen Erdoğan şöyle konuştu: Şimdiye kadar 3.5 milyar dolar harcadık. Bize yurt dışından gelen destek 150 milyon dolar. Bunun 50 milyon doları Suudi Arabistan, 25 milyon doları BM’den, kalanı da çeşitli ülkelerden. Gıdası, eğitimi, sağlığı her şeyleriyle biz ilgileniyoruz”.

Suriyeli mültecilerle uğraşan tek ülke doğal olarak sadece Türkiye değil. Rakamlar, Türkiye’den çok daha yoksul bir ülke olan Ürdün’e sınırdan giren çaresiz mültecilerin sayısının Türkiye’dekinden bile fazla olduğunu gösteriyor. Ancak giderek ağırlaşan kendi yükü Türkiye’yi artık endişelendirmeye başladı.

Suriyelilerin akını uzmanların uyardığı toplumsal ve ekonomik sorunlara yol açmadan, Ankara’nın açık kapı politikasını ne kadar daha sürdürebileceği belirsiz. Şu an için soruların sayısı yanıt verilenlerden çok daha fazla ve şimdiye kadar Suriyelilere kapılarını tamamen açan Türkiye için sorun giderek büyüyor. 

Şimdiye dek çok az yardımı dokunan uluslararası toplum, bu çaresiz insanlara yardım için Ankara’ya övgüler düzmekten fazlasını yapmazsa bu durum çok uzun sürmeyebilir. Almanya  Cumhurbaşkanı Joachim Gauck da bu gerçeğin farkında görünüyor. Zira, Türkiye’ye bu hafta gerçekleştirdiği resmi ziyaret kapsamında Gaziantep’teki bir mülteci kampını ziyaret eden Gauck kendi ülkesi adına, daha fazlasınıyapabilirdik dedi.

Nitekim, beklenebileceği gibi artık pek çok Türkiyeli, Gauck ve Batı ülkelerinin ona hak veren diğer liderleri için, lafı bırakıp icraata bakmanın zamanının geldiğine inanıyor.

Al-monitor.com

Haberi Ekleyen: Görman Hesler

Bu haber 793 defa okunmuştur.

Paylaş

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit

Haber

Köyüne Dönene Maaş ve 300 Koyun

Köyüne Dönene Maaş ve 300 Koyun Fakıbaba, köyüne geri dönen çiftçi ailelere 300 damızlık koyun ile maaş verileceğini açıkladı

Kişisel Verileri Korumayana Ağır Ceza Geliyor

Kişisel Verileri Korumayana Ağır Ceza Geliyor Uymayanlar hakkında 25 bin TL'den 1 milyon TL'ye kadar idari para cezası uygulanacak.

Seçime Girecek Partiler Açıklandı

Seçime Girecek Partiler Açıklandı İyi Parti listede yok

Kış lastiği takmamanın cezası ne kadar?

Kış lastiği takmamanın cezası ne kadar? Kış lastiği uygulaması 1 Aralık-1 Nisan arasında uygulanacak.

Sarma sigara satana da bulundurana da hapis cezası

Sarma sigara satana da bulundurana da hapis cezası Sarma sigara satana, bulundurana ve nakledene 3 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası

GÖRELE ' DE HAVA DURUMU

GIRESUN

RÖPORTAJ

Murat Kul ile balıkçılık üzerine söyleşi

Murat Kul ile balıkçılık üzerine söyleşi

ARŞİVLEN HABERLER

Arama
ssssssssssssssssssssssssssssssssssss