Stratejik ve operasyonel bilgi üretimi; Karadeniz araştırmaları

STRATEJİK VE OPERASYONEL BİLGİ ÜRETİMİ: KARADENİZ ARAŞTIRMALARI

Karadeniz Bölgesi kadim zamanlardan beri Avrasya coğrafyasına egemen olmak isteyen siyasal güçler tarafından denetim altında tutulmak istenen bir coğrafya olmuştur. Soğuk savaş sonrası süreçte bölgenin stratejik önemi kat be kat artmıştır. Her zaman vurguladığım gibi dünyanın gelecek 50 yıllık tarihi Geniş Karadeniz Havzası (Karadeniz, Kafkasya, hazari, Orta Asya) ekseninde şekillenecektir.

Karadeniz araştırmaları günümüzde büyük siyasal güçler açısından son derece kıymetli bir hale gelmiştir. Bu amaçla Harvard Üniversitesi bünyesinde vaktiyle Karadeniz Programı açılmıştı. NATO yakın zaman kadar böylesi bir programı yürütmüştür.

Çok uzun bir zamandır büyük araştırma ekipleri ( Almanya, Amerika, İngiltere) bölgemizde kültürel araştırmalar yapmaktadır, İsrailli araştırma gruplarının “flora ve fauna”! diye belirtilen araştırmaları bunun dışındadır. Bunlara ilaveten Gürcistan, Ermenistan, Yunanistan, Polonya gibi ülkelerden araştırmacılar yabancı fonların desteği ile çalışmalar yürütmektedirler.

Kültür envanterleri yapılmadı

Bir bölgenin kültürel envanteri, ilişki ve çelişkileri, nüfus profili, davranış eğilimlerinin bilgileri  uluslararası ilişkiler ve siyasal iletişim açısından  son derece kıymetli bilgiler içerir.

Bizim ülkemizde henüz bu meselenin idrakine varılamamıştır. Dostlar alışverişte görsün türünden SAREM ve bazı enstitüler işler gibi açık tutulurlar. Kaynaklar heba edilir. Karayemiş ve ısırgan gibi üfürük “PROCELERİNE “ on milyarlar ayrılır, zannedersiniz uzaya mekik gönderdiler, veya bir patent alındı, inovatif bir keşif yapıldı.

Türkiye’nin bir bilim politikası ve öncelikleri yoktur.

KTÜ Karadeniz Araştırmaları Enstitüsündeki müdürlük görevim esnasında ve daha öncesinde bu konuları çok geniş olarak ilgili kurumlarla yazılı ve sözlü olarak paylaştım. Pek çok meslektaşımın da çeşitli vesilelerle bu vurguları yaptığını biliyorum. İlgililer “Gülümseyerek ne güzel olur dediler” ve maalesef kaynak olmadığını belirttiler. Türkiye’nin bölgeyle ilgili kültürel anlamda yapması gereken projeyi geliştirdim. Atatürk Kültür Dil Tarih Yüksek Kurumunca önce kabul edilip ardından ivedilikle faks emri ile iptal edildi.  İlgili bütün kurumlara ilettim. Yan gelip yattılar.

Türkiye’nin bu konular için kaynağı fazlasıyla vardır. Perspektif ve idrak yoktur, maalesef

Duyması gereken kulaklar ortada hâlen yoktur.

Sorumluğu hiç kimse üzerine almıyor, ne güzel memleket değil mi?

Dün Rize’nin Sesi sitesinin bağlantısından (http://www.rizeninsesi.net/2015/03/07/ermenistan-bizden-toprak-ister-hale-geldi/) Hemşin bölgesi ile ilgili yabancı ülkelerin yapmış oldukları faaliyetleri okudum. Sizin de okumanızı rica ediyorum. Yalan yanlış popüler bilgilerle, bölgemizde manipülasyonlar yapmaya dönük faaliyetler artık açıkça icra edilmektedir. Bu konuyla ilgili olarak bölgemizdeki bürokratlar son derece ilgisiz ve donanımsızdırlar. Çok da umurlarında olduğunu, meselenin boyutlarını kavrayabildiklerini sanmıyorum.

Sadece ve sadece Hemşin çoraplarına ve ele sanatlarına, etnografyasına bakan bir uzman Doğu Avrupa’dan Çin’e kadar yayılan Türk coğrafyasının motiflerinden, tekniklerinden çokça farklı bir şey göremez. Bu anlamda danışmanlığını yürüttüğüm “Rize ili Halk Bilimi Monografisi” isimli tez yakın zamanda bittiğinde bu sorular cevaplanmış olacaktır. Konu bugüne kadar kalmamalıydı maalesef. Gerekli cüzi destekler sağlansaydı bu konudaki aydınlatıcı çalışmalar ve literatür bugüne kadar ortaya konulmuş olurdu.

Tarih önünde müteselsilen bütün sorumluları Türk milletine şikâyet ediyorum. Sizin vergilerinizden alınan kaynaklarla bu köylü kurnazları bölgenin kültürel envanterinin yayınlanması adına hiçbir şey yapmadılar, kaynak ayırmadılar. Bol büfe, köfteci açtılar, büyük açık çay içerik yarenlik ettiler.

İyi uykular Türkiyem,iyi uykular Doğu Karadeniz.

Haber : Prof.Kemal Üçüncü Kuzey Ekspres