Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Köy Enstitüleri'nin Kuruluş Yıldönümü Kutlu Olsun!
18 Nisan 2014, 00:06

Köy Enstitüleri'nin Kuruluş Yıldönümü Kutlu Olsun!

Eğitim,üretim içindedir

Köy Enstitüleri'nin 74. Kuruluş Yıldönümü Kutlu Olsun!

"Eğitim,üretim içindedir"

Köy Enstitüleri 17 Nisan 1940 yılında 3083 sayılı yasayla, dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç`un önderliğinde kurulmuştur. Köy Enstitüleri, kısa ömrü içinde çok sayıda öğretmen yetiştirmiş, bu kurumlardan yetişen çok sayıda eğitmen, yazar ve bilim insanı, toplumsal hayatın güzelleşmesine ve ülke insanlarının özgür bireyler olarak yetişmesine önemli katkılarda bulunmuştur.

Köy Enstitüleri, 1930`lu yıllarda Türkiye nüfusunun yüzde 80`inin köylü olduğu, nüfusun yüzde 85`inin okuma yazma bilmediği bir ortamda, çağdaş köy kalkınma modeline uygun olarak yapılandırılan ve bugün bile birçok ülkeye örnek olabilecek, üretime dönük öğrenimi esas alan eğitim kurumları olarak bilinmektedir.

Köy Enstitüleri sadece öğretmen yetiştiren kuruluşlar olmayıp, bulunduğu çevreyi araştıran, geliştiren ve çevrenin kalkınmasını da üstlenmiş kurumlar olarak ortaya çıkmıştır. Bu anlamda yerine getirdiği işlevin önemi tartışılamazdır. Köy Enstitüleri kırsal yörede toplumsal, ekonomik ve kültürel kalkınmayı sağlamak; bu alanda ilgili gerekli elemanları yetiştirmek için kurulan eğitim kurumları olmuştur. Bu dönemde köy çocukları eğitildikten sonra köylerine tarımda, işte, sanatta, zanaatta ve sağlık alanlarında eğitmen ya da öğretmen olarak geri gönderilmişlerdir.

Çok değişik ve çarpıcı bir girişim olan Köy Enstitüleri hareketi belki de dünyaya örnek bir projedir. Ne yazık ki, Köy Enstitüleri`nin önemi aradan geçen bunca zamana rağmen yeterince anlaşılamamıştır. Köy Enstitülerine eğitim anlamında yüklenen sorumluluk ağır ve anlamlıdır. Köy Enstitüleri`ndeki anlayış o dönemde "Eğitim, üretim içindedir" sloganı olmuştur. Türkiye`de o dönemde yaşanan tüm imkânsızlıklara rağmen, Köy Enstitüleri deneyimi, hep beraber ülkeyi kalkındırmak için üretmek ve hayata birlikte bakmayı hedeflemiştir. 

Köy Enstitüleri`nin en önemli özelliklerinden birisi, günümüz Türkiye`sinin bir türlü kurtulamadığı ezberci, sınav merkezli eğitim sistemine değil, gerçek anlamda öğrenci merkezli, öğrencilerin yaparak ve yaşayarak öğrenme sürecini ilke edinen bir eğitim-öğretim ortamı yaratmış olmasıdır. 

Enstitüler`de kararlar yönetici-öğretici-öğrenci üçlüsünün katkı ve onayıyla alınmıştır. Bugün eğitim politikalarının, 4+4+4 uygulamasında olduğu gibi AKP`nin siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda "tek merkezden" ve tüm topluma yönelik bir dayatma olarak alındığı dikkate alındığında, Türkiye`de eğitim sisteminin yıllardır neden derin bir kaosun içine itildiği çok daha iyi anlaşılmaktadır. 

O döneme ülkemizin karşı karşıya bulunduğu zorlu koşullar ve uluslararası dinamiklerin ülkemiz üzerinde kurdukları psikolojik etkinin sonucu Köy Enstitüleri soğuk savaşa kurban edilip kısa sürede kapatılarak tarihin tozlu raflarına kaldırılmıştır.

Bugün öğretmen yetiştirmeden başlayarak eğitim sisteminin yaşadığı pek çok sorunun kaynağında Köy Enstitüleri`in kapatılması yatmaktadır. Köy Enstitüleri`nin kapatılması ülkemizdeki aydınlanma sürecinin durdurulması ve demokratik işleyişin sekteye uğratılması anlamına gelmiş, genel anlamda da demokrasimizin derin bir yara alması sonucunu doğurmuştur.

Eğitim Sen, Köy Enstitüleri`nin ilerici, demokrat ve aydınlanmacı geleneğine sahip çıkmayı sürdürecek, eğitim sistemini kendi çıkarları doğrultusunda biçimlendirmek isteyenlere karşı yürüttüğü mücadelesinden asla geri adım atmayacaktır.

GİRESUN EĞİTİM SEN ŞUBE YÜRÜTME KURULU

KÖY ENSTİTÜLERİ...

74 yıl önce 17 Nisan 1940 tarihinde , Cumhuriyet Tarihimizin en önemli aydınlanma hamlelerinden biri olan Köy Enstitülerinin kuruluşu kabul edildi. Ancak, kuruluş fikri ve hikayesi Atatürk’e kadar uzanır.

Kurtuluş savaşı sonrasında vatandaşların sadece %3-4 'ünün okuma yazması vardı. Neredeyse tüm Anadolu okulsuz ve öğretmensizdi. Halkın %80'i köylerde yaşıyordu. Atatürk ilk defa Köy Enstitülerinin kurulmasını önerdi ve askerliğini çavuş olarak yapmış erlerden köy öğretmeni yetiştirilip köylerine öğretmen olarak gönderilmesini uygulamaya geçirdi.

17/04/1940 tarihinde , dönemin Başbakanı İsmet İnönü tarafından Köy Enstitülerinin kuruluşu resmi olarak gerçekleştirildi.

Köy enstitüsünü bitiren bir öğretmen sadece bir ilkokul öğretmeni olmuyor aynı zamanda ziraat, sağlık, duvarcılık, demircilik, terzilik, balıkçılık, arıcılık, bağcılık ve marangozluk konularını da uygulamalı olarak öğreniyordu. Enstitülerin hepsinin kendisine ait tarım arazileri, atelyeleri vardı. Bu sayede öğretmenler kendi okullarını gittiği köyde köylülerin işbirliği ile inşa ediyordu.

Köy enstitülerinden mezun olan öğretmenlere yetiştirildikleri branşa ve gönderilecekleri köye göre 150 parçaya varan alet ve edevat veriliyordu. Öğretmenler köylülerin de yardımıyla köy okulunu inşa ediyor ve köylülere hem modern tarım tekniklerini hem de okuma yazmayı ve hatta müzik aletleri çalmayı öğretiyordu.

Dönemin Milli Eğitim Bakanlığı , dünya klasiklerini Türkçeye tercüme ettirmişti. Köy enstitüleri öğrencilerinin bu romanları okumaları teşvik ediliyordu. Bu sayede zeki köy çocuklarından engin entellektüel birikimleri olan aydınlar oluşuyordu. Aşık Veysel bile, köy enstitülerinde müzik derslerinde öğrencilere bağlama çalmasını öğretiyordu.

1945 li yıllardan sonra Amerikan yardımları gündeme gelince, Köy Enstitülerindeki sistemin Sovyet sistemine benzediği iddiaları bilinçli olarak ortalarda dolaşmaya başladı. Köy Enstitülerinin, komünistlerin yetiştiği yuvalar olduğu söylenerek saldırı kampanyaları başlatıldı.

Hatta, TBMM bütçe görüşmelerinde bir muhalif milletvekili “Köylere giden enstitü mezunları kendilerini birer Atatürk zannediyorlar “ demesi üzerine dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel, “Bu çocukların her birinin birer Atatürk olması temenni edilir “ şeklinde cevap vermişti.

Ve sonuçta ABD , “Truman Yardımı” kapsamında Türkiye’ye yardım etmesinin şartı olarak bu okulların kapatılmasını açıkça talep etti. Cumhuriyetimizin varoluş serüvenin ve aydınlanmamızın en önemli parçalarından biri olan Köy Enstitüleri , resmi kuruluşundan 14 yıl sonra, 1954 yılında kapatıldı.

14 yıl önce çok sevdiği Anadolu toprağına verdiğimiz FAKİR BAYKURT , Köy Enstitüleri"nin yetiştirdiği sayısız memleket ve insan sevdalısı yazardan sadece biriydi.

 "Benim yazma yöntemim "Katılımcılık" olarak özetlenebilir. Köylümün yaşamını da öyle yazdım" diyen Fakir Baykurt , Köy Enstitülerini;

 "... Klasiklerin en iyi okuru enstitülü gençlerdi. Ceplerimizi ona göre yaptırırdık, kitap sığsın. Kız arkadaşlarımız koyun kuzu gütmeye giderken, torbaya azıkla birlikte kitap da katardı..." diye anlatır.

1954 ten bu yana maalesef yerine bir şey koyamadık.

Eğer bu uygulama devam etse idi bugün nerelerde olurduk konusunu sizlerin takdirlerine bırakıyorum.


AA

Haberi Ekleyen: Görman Hesler

Bu haber 665 defa okunmuştur.

Paylaş

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit

Eğitim

Sol Parti; Eşit, Parasız ve Laik Eğitim İstedi

Sol Parti; Eşit, Parasız ve Laik Eğitim İstedi Sol Parti Giresun İl Yönetim Kurulu yaptığı açıklama ile eğitimde eşit, parasız ve laiklik sözü verdi.

Sınav Merkezli Eğitime Son

Sınav Merkezli Eğitime Son Eğitimin niteliğini olumsuz etkileyen SINAV SİSTEMİNİN öncelikle sorgulanması gerekir.

Okullar ne zaman açılacak?

Okullar ne zaman açılacak? okulların başlama tarihini kesin olarak bildirdi

17 Nisan Okulların Tatil

17 Nisan Okulların Tatil Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz'ın yaptığı açıklamayla son buldu

Diploması sahte çıktı

Diploması sahte çıktı R.G.S.'nin, 19 yıl sahte diplomayla öğretmenlik yaptığı ortaya çıktı.

GÖRELE ' DE HAVA DURUMU

GIRESUN

RÖPORTAJ

Murat Kul ile balıkçılık üzerine söyleşi

Murat Kul ile balıkçılık üzerine söyleşi

ARŞİVLEN HABERLER

Arama
ssssssssssssssssssssssssssssssssssss